KALECİK ÇARŞI HAMAMI
Yayın Tarihi : 14/12/2022 - 15:19
Suyun getirdiği kültür, toplum tarihimize, edebiyatımıza, mimarimize geleneksel sanatlarımıza öyle derinden kök salmıştır ki, bu mirasın adı ''Su Medeniyeti''dir. Anadolu topraklarında kadim Hitit uygarlığından günümüz Türk İslam medeniyeitne gelinceye kadar, su kanalları, sarnıçlar, göletler, bentler, çeşmeler, şadırvanlar ve hamamlar yapılarak köyler kasabalar ve şehirler, refahı ve konforu yaşamışlardır.
Su; kültürü, sosyal hayatı ve gelişmişliği geçmişten geleceğe taşır. Tabiî ki temizlik geleneği inancımızın gereğidir ve ham maddesi de sudur.
Köklü kültürün temelini oluşturan mimari mirasımız önemlidir, çok önemli olanı ise ibadet mekanları yani mescit ve camilerdir. Mabetin kutsallığı tartışılmaz, ancak derin kültürümüz mabetten önce yunakları yani yıkanma mekanlarını şehrin merkezine inşa eder. Çoğunlukla hamam şeklinde hizmet veren bu mekanlar şehrin tamda ortasıdır ve sokaklar buradan başlar.
Yıkanmayla yani paklanmayla başlayan beden, ruhun pürü pak olacağı kutsal mekana girmeye ve benzerliği, üst örtü ve duvar malzemesi örgü benzerlikleri Malik-ül Mülk olan Allah’a niyazda bulunmaya hazırdır.
Pek çok kavimde, suyla hayat bulan beden, ruhunda yıkandığı ırmakları ''Kutsal Nehirler'' haline dönüştürür. Nil Nehri Mısırlılar için, Ganj Nehri Hindular için, Dicle ve Fırat Nehirleri Museviler için, Balcuna Nehri Moğollar için, Orhun Nehri Uygurlar için ''Kutsal Nehir'' dir.
Milattan önce 1650-1200 yıllarında tarihi Hitit Şehirlerinde daha çok tapınaklarda yıkanma mekanlarının var olduğunu ve bunların işletme kurallarının bulunduğunu biliyoruz. Antik Yunan kültürünün en önemli mimari unsurlarından birisi hamamlardır. Öyle ki spor alanlarının yanına, soğuk sulu yıkanma küvetleri, dairesel formlu kuru terleme odaları, büyük havuzlar da yapılırdı.
Bu kültür Roma Dönemine aktarıldığında adeta eğlenceye dönüşmüştür. Çifte Hamam geleneğini uzun süre muhafaza eden Roma İmparatorluğu, lüksün sınırlarını aşmış, özel hamamlar, karışık olanlar ''Balnea Mixta''lar, termal hamamlar ve termal havuzlar önemli şehirlerininin bir çoğunda inşa edilmiştir.
Bizans hamam kültür mirası, Osmanlı hamam mimarisinin de önemli belirleyicisidir. Her şehir ve kasabada hatta köylerde bu gelenek sürdürülmüştür. Özellikle çifte hamamın var olduğu şehirler, ticaretin, geleneğin ve nüfusun yoğun yaşandığı bölgelerdir.
Çifte hamam geleneğinin önemli bir temsilcisi de ilçemiz de bulunmaktadır. Mülkiyeti Kalecik Belediyesine ait olan hamam Cuma Mahallesi 26 ada 4 parsel üzerinde bulunup, 9 sıra numarasıyla tescil edilmiştir. Halk arasında ''Çarşı Hamamı'' adıyla geçer. Benzer hamamlarla karşılaştırma metodu kullanıldığında; Ankara Karacabey Hamamı (1444), Ankara Şengül Hamamı (IV:yy), Erzurum Boyahane Hamamı (1466), Edirne Saray Hamamı (1482), Bergama Küplü Hamam (1427), İstanbul Ağa Hamamı (1462-71), İstanbul Mahmutpaşa Hamamı (1466) (*) plan tipi ile Kalecik Çarşı Hamamı (Şekil-1) XV. yy ikinci yarısına tariflenebilmektedir.
Çarşı Hamamı'nın Banisi ile ilgili bir kitabesi yoktur. Ancak tarihçi Yüksel İ. Aydın hamamın eski isminin; ''Çandarlı İbrahim Paşa Hamamı'' (**) olduğunu iddia etmektedir. ''Vakıf Tahrir Defterinde Der Vilayet-i Ser Lavhası altında hamamder Kasaba-i Kalecik Tabi-i Kaza-ı Kangırı'' denilen ve yıllık hasılatı 953/1546'da 5220 akçe olan hamama, Paşa'nın İstanbul'daki cami, medrese, mektep ve İznik'teki cami, Kastamonu'daki medresesine vakfedilmiştir''. Çandarlı İbrahim Paşa veya Çandarlı İbrahim Çelebi (d. 1429 - ö. 1499), II.Bayezid saltanatında 1498-1499 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Çandarlılar ailesine mensuptur ve bu ailenin çıkardığı ön planda yer almış son ferttir. II. Murad'a veziriâzamlık yapmış dedesi Çandarlı İbrahim Paşa'dan ayırmak için Çandarlı II.İbrahim Paşa şeklinde anılır. (****) Çandarlı İbrahim Paşa 1453 yılında Edirne kadısı olarak bulunuyordu. 1465'de kazasker olup, 1474'de vezirlikle Amasya şehzadesi Bayezid'in lalalığına tayin edilmiş ve daha sonra görevinden alınarak İstanbul'a geri dönmüştür. II. Bayezid devrinde Anadolu kazaskeriyken, 1485' e Rumeli kazaskeri ve 1486' da divanda üçüncü vezir, bir sene sonrada ikinci vezir olmuştur. 1498'de vezir-i azam olup, 1499'da İnebahtı seferinde ordugahta vefat etmiştir. (****) Çarşı Hamamı konumu itibariyle Tarihi Kalecik Şehri'nin adeta kalbinde yer alır. Hamamın eski hükümet binasına ve meydana bakan cephesi ile İstasyon Caddesine bakan cephesi mekruh yapılarca sarılmıştır. Hamamın varlığını ancak Şehit Ali Ekşioğlu Sokaktan bakıldığında üst örtüyü görünce fark edebiliyoruz. Çarşı Hamamının ana giriş mekanları olan soyunmalıklar günümüzde mevcut değildir. Mimar Ş. Atik'in yapmış olduğu Restitisyon Projesi(*) ile bu mekanlar İstasyon Caddesi yönünde gösterilmektedir. Çarşı Hamamı erkekler ve kadınlar kısmında başlıca şu mekanlardan oluşmaktadır. Soyunmalık - soğukluk; erkekler bölümü kanaatimce (Şekil-2), girişinin bulunduğu meydana bakan cephesinde, kadınlar kısmının soyunmalıklarının da mevcut girişinin bulunduğu çıkmaz sokağa bakan cephesinde bulunma ihtimali yüksektir. Çünkü hamamın zemin kotu ile İstasyon Caddesi arasında ortalama 4.00 m. kot farkı ve bu yüksekliğe çıkacak merdivenleri düşündüğümüzde soyunmalıkların Ş. Atik'in belirttiği gibi istasyon caddesi cephesinde olmayacağını düşünüyorum. Ayrıca bu cephe duvarında daha önce açılmış herhangi bir kapı izine de rastlamadım. Daha çok hafif bölmeli yapım tekniğiyle inşa edilen soyunmalıkların çabuk yıkıldığı kesindir. Bu nedenle çifte hamamın hem erkekler ve hem hanımlar kısmına giriş doğrudan ılıklığa girişle başlamaktadır.
Ilıklık; sıcaklığa geçmeden önceki mekanın adıdır. Soyunmalık - soğukluk ile sıcaklık arasında bulunan bu mekan insan bedenini girerken sıcağa, çıkarken soğuğa alıştırıldığı yerdir. Birkaç dakika burada beklenir ve diğer bölüme ondan sonra geçilir. Çarşı hamamı'nda da ılıklık, hem erkekler hem de kadınlar kısmında birinden diğerine geçilen iki bölümlüdür. İkinci bölümlerde tıraşlık ve helalar mevcuttur. Sıcaklık; Çarşı Hamamı, sıcaklık kısmında ortada bir kenarı 80 cm uzunluğunda sekizgen göbek taşı her iki hamamda da mevcuttur. Yanlarda üst örtüsü sivri tonozlardan ortülmüş ikişer eyvan (Fotoğraf: Erkekler Bölümü Eyvan) ve sıcaklıktan geçilerek girilmiş ikişer adet halfetler bulunmaktadır. Halvetlerin bulunduğu yerler (Fotoğraf: Erkekler Bölümü Halvet Girişi) özellikle külhana ve kazana yakın seçilmiştir, çünkü hamamın en sıcak yeri olması istenir. Bir anlamda halvetler özel yıkanma alanlarıdır. Sıcaklık kısmında ortalama ısı 30-35 derece iken halvetlerde bu sıcaklık 40 dereceye kadar çıkabilir. (*****) Su deposu-kazan ve külhan; hamamın Yaklaşık 1,7 m. çapında yarım küre ve tepesi içine çökük bakır kazanla su ısıtılır. Isının olabildiğince fazla suyu aynı anda ısıtması için yarım küre formu seçilmiştir. Külhanın zemin kotu hamamın zemin kotundan daha aşağıdadır. Külhanın iç döşemesi, ağzına doğru eğimlidir. Döşeme seviyesi ise hamamın döşeme katından daha aşağıda bulunur. Külhanın yan duvarlarına hamamın cehennemlik adı verilen kanallarına kadar uzanan yatay yarıklar açılmıştır. Hamamın zeminini ısıtmada kullanılan sıcak hava ve duman kalın duvarların içinden yukarı çıkan duman tütekliklerce dışarı bırakılır. Suyun ısıtılmasında kullanılan bakır kazan, tonozlar ile örtülü sıcak su deposuna bağlıdır. Burası, bitişiğindeki soğuk su deposundan daha yüksektir. Bu yüzden, sıcak ve soğuk sular arasında akım oluşur, su deponun her yerinde aynı sıcaklıktadır. . (*****) Kurnalar; erkekler hamamında farklı dönemlere ait 14 adet kurna, kadınlar hamamında ise yedi adet kurna tespit ettik. Üst örtü; Çarş Hamamını sıra dışı yapan özelliği üst örtüsüdür. Her mekanın tavanı birbirinden farklıdır. Tekne tonoz, yıldız tonoz, sivri tonoz, haç ve bu tonozlarla kombine edilmiş dilimli kubbeler, sekizgen kasnaklı ve pandandif geçişlidir. Adeta her kubbede ayrı çalışılmış plastik sanatların zirvesine çıkılmıştır. Ancak iz düşüm planı çizildiğinde algılanabilen tavan motifi (Şekil-3) fil gözü ve aydınlatma delikleriyle sıra dışı ışık ve gölge oyunlarını da hamamın içine yansıtır. Restorasyon ve işletme önerisi; Anadolu da XV. yy Osmanlı dönemi çifte hamam geleneğinin ilk örneklerinden olan, Kalecik Çarşı Hamamı, 1960'lı yıllardan günümüze amacı dışında kullanılmış adeta ısıtılması için ateş yakılan ocağın adı külhandır. Kaderine terk edilmiştir. Hamamla ilgili derli toplu ilk çalışmayı, 1990 yılında Mimar Şerife Atik yapmıştır. Rölöve, restitisyon ve restorasyon projelerini yüsek lisans tezi için hazırlayan Sayın Ş. Atik; işletme zorluğuna dikkat çekerek restorasyon sonrası her iki hamamı içten birleştirerek dükkanlara dönüştürülme önerisini getirmiştir. 2007 yılında dönemin belediye başkanı ve imar müdürünün de teklifiyle rölöve restorasyon projelerini hazırlamıştım. Ancak Anıtlar Yüksek Kurulu'na onay için başvuru yaptığımızda belediye eksik evrakları tamamlayamadığından gündeme alınamamıştı. O çalışmada özellikle vurguladığımız bir husus, Kalecik'in nefessiz kaldığı, tarihi şehir merkezinin mekruh yapılarca gizlendiği özellikle hamamın meydana bakan cephesi ile İstasyon Caddesi tarafındaki dükkan ve evlerin hak sahiplerinin zararı telafi edilmek kaydıyla yıkılması gerektiğidir. Hamamın dış duvarlarının ortaya çıkması ile geçmişimizle de bağ kurabiliriz. Dış duvarlara trafik ve yaya yolunu rahatlatacak genişletmeden sonra tamamen ahşap arasta havasında sadece yöresel ürünlerin satışının ve üretiminin yapıldığı küçük dükkanların yapılması tonoz önerimizi şimdide tekrarlıyoruz. Çarşı Hamamı hamam mantığıyla işletilebilirse soyunmalık-soğukluk mekanlarının mutlaka ilave edilmesi gerekir. Adliye binasına bakan cephede erkeklere, hamamın güney duvarında ise kadınlar soyunma-soğukluk mekanının ahşap bölme şeklinde yapılması gerekir. Şahsi kanaatim hamamın amacına uygun işletilmesidir.
Ancak bu yapılamaz ise kültür ve sanat içerikli ve günün her saatinde canlılığını koruyan, şehre değer katan müze, sanat evi, kültür merkezi, çay evi, v.b mekanlara dönüşebilecek projeyi hayata geçirmek çok önemlidir. Bunun içinde soyunmalık-soğukluk mekanının inşasına da gerek yoktur. Hamam girişinin kuzey yönünden yani adliyeye bakan cephesinde olmak kaydıyla, erkekler ve kadınlar kısmının eyvanların bulunduğu aks üzerinden birleştirilmesi işlevsellik yönünden önemlidir. Temennim en kısa zamanda tarihi ''Çandarlı İbrahim Paşa Hamamı'' veya bugünkü adıyla ''Çarşı Hamamı''nın özgün hali ile korunması ve restorasyonunun yapılıp kültür tarihimize yeni bir sayfa açılmasıdır. Kaynakça: (*) Atik Şerife. ''Kalecik Çarşı Hamamı Restorasyonu ve Değerlendirilmesi''1990. Sayfa 62/63
(**) Yüksel İ.Aydın ''Kalecik, Çandarlı İbrahim Paşa Hamamı'', II. Beyazıt-Yavuz Sultan Selim Devri Cilt V Sayfa-303
(***) Yurttaş Seyit. ''Çarşı Hamamı Röleve Çalışması'' 2007. Şekil-1, Şekil-2, Şekil-3
(****) Vikipedia
(*****) Saraç Emine. ''Kütahya Geleneksel Kent Yerleşimindeki Hamam Yapıları'' Uzmanlık Tezi Sayfa 15-16-17 http://www.hanhana.org Rahmetli Seyit YURTTAŞ'ın Yazısı
117 kez görüntülendi.
| Rastgele Haber; |
|